Başka bir dönemin romantizmini doğal güzellikler, keşif ve doğa aktiviteleri ile birleştirebilecek farklı bir yolculuğa ne dersiniz? Pitoresk Verona kentinden başlayarak Garda Gölü ve Dolomitik Alpler'e doğru ilerlerken göreceğiniz birbirinden farklı görüntüler, yıllarca aklınızdan çıkmayacak eşsiz anılar yaratacak.
Verona, Shakespeare'in antik draması "Romeo ve Juliet "in evi olarak bilinir, bu nedenle şehirde bir yürüyüş ve tabii ki Juliet'in korunmuş evini ziyaret mutlaka yapılmalıdır.
Hem yerel halkın hem de turistlerin buluşma noktası olan Piazza Bra'dan başlayarak, tarihi şehir merkezinde gezinmeden önce hızlı bir espressonun tadını çıkarabilirsiniz. Arnavut kaldırımlı sokaklarda Rönesans döneminin büyüsünü deneyimleme, yerel mağazaları ziyaret etme ve hatta kendinizi Verona Arena tanrıçasının önünde bulma şansına sahip olacaksınız. En iyi korunmuş antik Roma tiyatrolarından biri olan bu tiyatro halen faaliyettedir ve sık sık opera gösterileri düzenlenmektedir.
İtalya'nın doğal güzelliklerine doğru yola devam edip yemyeşil bir rotadan geçerek kendinizi Dolomitlerin eteklerindeki Garda Gölü'nde bulacaksınız. Garda Gölü, spor meraklılarına sunduğu sayısız seçenekle ünlüdür. Dolomitler'in yamaçlarında rüzgar sörfü, uçurtma sörfü, yelken, dağ yürüyüşü veya bisiklet arasında seçim yapabilirsiniz.
Doğa sporlarının yanı sıra bölge, ülkenin en kuzeyinde yer alması ve Avusturya ve Alman halkının etkisinin güçlü olması nedeniyle kültür açısından da çok şey sunmaktadır.
Beluno ve Bolzano gibi Dolomites'in en ünlü dağ köylerinde yapacağınız bir yürüyüş size kendinizi Orta Çağ Avusturya'sında hissettirecektir. Val Gardena gibi bu köyler kış aylarında dolup taşar ve Noel pazarları başlı başına kaçırılmaması gereken bir destinasyondur. Kış mevsiminde Dolomites'e yolunuz düşerse kayak yapmak için kayak merkezine bir gezi kesinlikle şart!
SUPERFAST FERRIES ile biletlerinizi şimdi ayırtın ve Verona'daki masalsı hikayeyi deneyimleyin ve Yunanistan'a en yakın Alplerin zirvesine ulaşmak için sadece birkaç kilometre uzağa gidin!